2001 yılında 50 yaşında iken, başka bir amaçla yapılan bir muayenede Aort Anevrizması teşhisi kondu (Yükselen Aort: 4,4 cm). 5,5 - 6 cm.ye ulaşınca ameliyat olmam gerektiği söylendi. Tansiyonuma ve hayat tarzıma dikkat ederek anevrizmanın artmasının yavaş olmasını sağlamaya çalıştım. Her yıl kontrollerimi yaptırdım. 2011 yılı başında anevrizmanın çapı 5,2 cm.ye ulaştı. Bana ameliyatın %30 risk taşıdığı söylenmişti. Bu sebeple ameliyat olmayı düşünmüyordum. 2011 yılı Kasım ayında üzüntü ve ani sinirlenmemi takiben içimde "cırt, cırt, cırt"diye (sanki bir bez parçası yırtılırken çıkardığı ses gibi) bir ses hissettim. Durumumu bildiğim için "aort yırtılıyor, yolun sonuna geldim" dedim. Çağırılan ambulans beni Muradiye Devlet Hastanesine götürdü. Orada çekilen EKO'da teşhis doğrulandı ve Kardiyoloji Uzmanı Dr. Orhan DOĞRU Bey, beni Bursa Medical Park Hastanesine yönlendirdi. Medical Park Hastanesinde, doktorluğu ve insanlığı ile örnek bir kişi olan Doç Dr. Mert YILMAZ Bey ameliyatımı yaptı. Bu 9 saat kadar süren bir ameliyattı. Ameliyatta Aort ve Aort Kapağı değişti. İnternetten öğrendiğime göre, aort yırtılmaya başladığında yaşama şansı %8 imiş. Önce Allah, sonra doktorum sayesinde ben de bu şanslı gruba dahil oldum. Ameliyattan sonra öğrendim ki, tıbbın ilerlemesiyle aort anevrizmasının ameliyat riski %1'e kadar inmiş ve aortun kendiliğinden yırtılması halinde, bu yırtılma aort damarı boyunca bir zedelenmeye (diseksiyon) yol açıyormuş. Bu ameliyatı geçiren bir kişi olarak, kendilerinde bu rahatsızlık olanlara bir fikir vermesi için bu satırları yazıyorum. Lütfen beklemeyin. Ameliyattan sonra hiçbir ızdırabım olmadı. 2 ay sonra mesleğim olan Diş Hekimliğine başladım. Bu vesile ile, serviste bütün hastaları ile tek tek ilgilenen Doç Dr. Mert YILMAZ Beyefendiye, isimlerini sayamadığım ekibine, yoğun bakım servis elemanlarına, hastane personeline, ayrıca Devlet Hastanesi Acil Servis Doktorları ve personeline teşekkürler ediyorum.
Read more